Kapsamlı bir yeni çalışmada, Indiana Üniversitesi psikologları, bir dizi kendi kendine yönlendirilen, internet tabanlı terapi platformunun depresyonu etkili bir şekilde azalttığını buldu.
Toplam 4.781 katılımcı ile önceden var olan 21 çalışmanın gözden geçirildiği çalışma, Journal of Medical Internet Research dergisinin Kasım sayısında yayımlandı. Çalışma, Indiana Üniversitesi Bloomington Sanat ve Bilim Koleji Psikolojik ve Beyin Bilimleri Bölümü’nde klinik profesör olan Lorenzo Lorenzo-Luaces tarafından yönetildi.
Son birkaç yılda, birçok internet tabanlı uygulama ve web sitesi depresyonu tedavi etmek üzere platformlar oluşturdu. Indiana Üniversitesi çalışmasının konuları özellikle depresyon ve diğer zihinsel bozuklukların semptomlarını hafifletmek için değişen düşünce kalıplarına ve davranışlarına odaklanan bir psikoterapi şekli olan bilişsel davranışçı terapi ile tedavi sağlayan uygulamalardı.
Önceki çalışmalar, bir dizi yöntem kullanarak bireysel internet tabanlı bilişsel davranışçı terapi uygulamalarının veya iCBT’nin etkinliğini incelemişti. Ancak bu çalışmaya kadar, daha ağır depresyonu olan veya anksiyete veya alkol bağımlılığı gibi ek durumları olan hastalar hariç tutularak bu tedavilerin etkilerinin şişirilip şişirilmediğini hiçbir çalışma incelememiştir.
Lorenzo-Luaces, “Bu çalışmadan önce, geçmiş çalışmaların muhtemelen çok hafif depresyonu olan insanlara, başka zihinsel sağlık sorunları olmayan ve intihar riski düşük olan kişilere odaklandığını düşünüyordum” dedi. “Benim için sürpriz oldu, durum böyle değildi. Bilim, bu uygulamaların ve platformların çok sayıda insana yardımcı olabileceğini öne sürüyor.”
Lorenzo-Luaces için, internet tabanlı bilişsel davranışçı terapi uygulamaları önemli bir halk sağlığı sorununu ele almak için önemli bir yeni araçtır: depresyon gibi zihinsel sağlık bozuklukları olan bireylerin, onları tedavi etmek için mevcut zihinsel sağlık kurumlarından çok daha fazla olması.
“Her dört kişiden birine yakını majör depresif bozukluk kriterlerini karşılıyor,” diyen Lorenzo-Luaces, “Hafif depresyonu olan veya birkaç semptomla bir hafta veya bir aydır depresyonda olan kişileri dahil ederseniz, sayı artar ve onlara hizmet edebilecek psikolog sayısını aşar,” dedi ve depresyonu olan kişilerin sağlık sistemi için de pahalıya mal olduğunu da sözlerine ekledi.
Lorenzo-Luaces, “Birinci basamak hekimlerini diğerlerinden daha sık ziyaret etme eğilimindeler,” dedi. “Daha fazla tıbbi sorunları var ve depresyonları bazen diğer tıbbi sorunlar için ilaçlarını almalarına engel oluyor.”
Lorenzo-Luaces ve ortakları, 21 çalışmanın “meta-regresyon analizini” yaparak, internet tabanlı terapi platformlarının depresyonu etkili bir şekilde hafiflettiklerini kararlı bir şekilde belirlediler. Merkezi bir soru, önceki çalışmaların ağır depresyonu olan kişileri dışlayarak bu sistemlerin etkilerinin gücünü çarpıtıp çarpıtmadığını belirlemekti.
Sonuç, uygulamaların hafif, orta ve şiddetli depresyon durumlarında işe yaradığını gösteriyordu.
Analizdeki çalışmaların çoğu, internet tabanlı bilişsel davranışçı terapi uygulamalarının kullanımını, terapi için bir bekleme listesine yerleştirmeye veya kullanıcıya zayıf önerilerde bulunan bir “sahte uygulama” kullanımına benzetti. Bu durumlarda, İTBD uygulamaları önemli ölçüde daha iyi çalıştı.
Hem yüz yüze terapi hem de antidepresanların hala sadece iCBT uygulamalarından daha etkili olabileceğini söyleyen Lorenzo-Luaces, “Bu, ilaçlarınızı almayı bırakmanız ve en yakın uygulama mağazasına gitmeniz gerektiği anlamına gelmiyor” diye ekledi.
“İnsanlar biraz rehberlik ettiklerinde daha iyisini yapmaya eğilimlidirler,” dedi. Ancak Lorenzo-Luaces, 10 ila 15 dakikalık bir check-in’in birçok insan için yeterli olabileceğini ve sağlık hizmeti sunan kurumların daha fazla hasta görmelerini sağlayabileceğini de sözlerine ekledi.
Uygulama tabanlı terapi, kırsal alanlarda uzun mesafeler veya esnek olmayan çalışma programları gibi lojistik engeller nedeniyle yüz yüze terapiye erişimin sınırlı olduğu durumlarda da avantajlıdır.
Lorenzo-Luaces, “ICBT uygulamaları öğrendiğimiz yöntemleri alıyor ve bunlardan yararlanabilecek birçok kişinin kullanımına sağlıyor,” dedi ve “Heyecan verici bir gelişme,” diye de ekledi.
Kaynak: https://www.sciencedaily.com/releases/2018/12/181211122436.htm
Görsel: The Economic Times
Çeviri: Antalya Ruhbilim Okulu Çeviri Ekibi.