Küfrettim. Ana avrat küfrettim. Özellikle, farkında, bilerek gidebildiğim kadar ileri gittim. Bütün nefretimi, bütün nefretimi, bütün nefretimi kusmaya çalıştım. Kusamadım. Olmadı. Bağırsam belki olurdu, yazı ile olmadı.
Küfrederken (sahte küfür) duraksadığım oldu. Korktum sanırım. Başkalarının görmesinden korktum. Selin’in görmesinden korktum. Beni bırakmaya bir türlü tenezzül edemeyen baş ağrım daha da kuvvetlendi (kuvvetlenmese şaşarım zaten orospu çocuğu).
Utanmamam gerekiyor, bilerek yaptım ben bunu. Neden bu kadar rahatsız edici, niye tahammül olmuyor, edilmiyor bir türlü.
Çok güvensiz her taraf. Tekinsiz. Küfrettiğim için mi oldu, ne bu böyle. Çok ters. Çok ters gidiyor her şey. Dayanamıyorum. Dayanamıyorum. Dışarı çıktım. Bu kafede bir şey var herhalde. Dayanmakla uğraşmayı kestim. Lanet kafeden defoldum gittim.
Sahile doğru yürüsem düzelir herhalde dedim. Yürüdüm (ne yapayım?). Bir şeyin düzeldiği olmadı. Düzelir çocuksu inanışıyla biraz daha dönüp dolandıktan sonra hiçbir şeyden hiçbir bok olmayacağını sonunda kabullenip (kabullenir gözüküp) evime doğru yürümeye başladım. Geçmiyor. Kurtulamıyorum. Olmuyor.
Selin aradı. Biraz muhabbet etti, öylesine aramış.
– Sesin durgun geliyor, dedi
– Tekinsiz dedim, tekinsiz geliyor. – Ne geliyor, dedi.
– Bilmiyorum, dedim.
Anlattım durumu. Pazar günü dedim, kütüphaneler kapalı. Evde de ders çalışamıyorum, olmuyor. (Yalnız kalıyorum, güvenli değil.) Ders çalışmam, kitabımı okumam lazım, bulmuşum sessiz saki bir kafe, oturmuşum güzel güzel, dedim. Bir türlü ilerleyemiyorum zaten, bir adım ileri gidemedim, bir halledemedim şu dersleri. Tatil bitiyor daha başlardayım, hiçbir şey yetişmiyor. Kafede duran, ara sıra konuşan güruh sesini arttırmaya başladı. Bağıra çağıra konuşuyorlar. Okuduğumu bir türlü anlayamadım. Tekrar tekrar okumaya çalışıyorum, olmuyor. Yarım saat böyle geçti. Kafayı yedim. Aktaramadığım (Aktarmam zaten, nerede görülmüş aktardığım) nefreti, yazmaya karar verdim, dedim. Şimdi de kötüyüm, dedim.
Tabi, merak etti ne yazdığımı. Ben de, sanki kendime başkalarının tahakkümünden kurtulmuş olduğumu kanıtlamaya çalışırcasına olur dedim. Unutmuştum ne yazdığımı, tam hatırlamıyordum ama iş gösterme aşamasına gelince, çok utandım. Çok utandım. Saçma sapan hareketler yapmaya başladım. Fakat en son, gösterdim ona. Benimle bütün ilişkisini kesmesinden korktum sanırım. Tekrardan yarıda bırakılmış olmaktan. Gerçekten, tekrardan yarıda bırakılmış olmaktan mı? Değil. Tekrardan yapayalnız olmaktan. Orada boğulmaktan.